15 Mayıs 2015 Cuma

Problem Çıkarma Sanatçıları

Problem çıkarma sanatçıları her yerdedir. Okulda, otobüste, kuyrukta, evde, sokakta...

Buluttan nem kaparlar, kılı kırk yararlar, pireyi deve yaparlar, ufacık bir meseleyi mesele de demeyelim günlük sıradan bir olayı adli bir vaka boyutuna rahatlıkla getirebilirler ve siz olayı izlediğiniz veya direk muhatabı olduğunuz halde olayın nasıl parlayıp, ortalığı toza dumana çevirdiğini anlayamaz, şaşkına dönersiniz. 

Örneklere geçelim:

Otobüste

  • Otobüse yeni binen, alışveriş yapmaktan kan ter içinde kalmış teyze elindeki poşetleri sağa sola çarparak ilerlerken bir yandan da;
-Büyüklere saygı kalmamış ayol, bizim zamanımızda öyle miydi? yaşlı birini gördüğümüzde hemen yer verirdik şimdi gençlere bakıyorum da hiiiiç oralı değiller ya dışarı bakıyorlar ya da uyuyor numarası yapıyorlar.

Eğer yanına bir yandaş bulup konuşmaya devam ederse vay halinize...
  • Şu türden tartışmalar da sık sık yaşanmaktadır
-Beyefendi biraz ileri gidebilir misiniz?
- nereye gideyim, uçayım mı? hanfendi   
-uçun demedim beyefendi biraz kibar olabilirsiniz
-kibarlığı, terbiyeyi siz den mi öğreneceğim...

Allaaah bundan sonra bütün yolcuların karakola, hastaneye veya tımarhaneye gitme ihtimali vardır, mümkündür.

İşyerinde
  • Sabah işe bir gelirsiniz masanız duvara yapışmış komşu masadaki arkadaşınız kendi masasına yer açmak için sizin masayı ittirmiş. 
haydaaaaaa...
  • Oda arkadaşınız müziğin sesini açmış keyifle internette geziniyor oysa sizin konsantre olup, dünden beri üzeride çalıştığınız raporu yetiştirmeniz gerekiyor.
 söylemenizin, konuşmanızın hiç bir faydası yok denediniz her seferinde mağlup oldunuz 
  • Kendi zatalilerini anlatmaya pek meraklı arkadaşınız sabahtan akşama kadar kendi nevinden arkadaşlarını ağırlayıp, gezdiklerini, yediklerini, içtiklerini evini, parasını pulunu, her şeyini o kadar anlatıyor ki artık istemeseniz bile onu kendinden daha iyi tanıyorsunuz. Hatta evinde hangi çekmecinde ne olduğuna kadar biliyorsunuz
bu kadar bilgi size fazla geliyor, adeta kusuyorsunuz      
  • Patronunuz hışımla odaya gelip size bir iş veriyor ve 10 dakikaya istiyor. (bunu sık sık yapıyor) Listeler gözden geçirilecek, bazı kişilere mail atılıp cevapları karşılaştırılacak vs. nerden baksan yarım gün... - Efendim bu kadar kısa sürede yetişmeyebilir demek istiyorsunuz cümleniz yarım kalıyor patron çoktan kağıtları masanıza bırakıp, pardon fırlatıp odasına geçmiş bile...
İntihar etmek istiyorsunuz.

Evde

Ev insanın huzur bulduğu yerdir, dışarıda bütün olanlardan yorgun düşüp evinize geldiğinizde huzur bulmak istersiniz doğal olarak (Home Sweet Home yani) ama bazen bu mümkün olmaz.·      
  • Evli bir erkeksiniz karınız çalışmıyor size göre bir problem yok geçinip gidiyorsunuz. Eve gelip anahtarınızla girmek yerine kapıyı çalma gafletinde bulunuyorsunuz.
-Sana kaç kere dedim anahtarınla gir diye, yemek yapıyorum tencere yanacak, zaten sinirim tepemde bütün gün iş yapmaktan anam ağladı bir de senin çocukların kafayı yedirttiler bana, tabi sen rahatsın işe gidip kutuluyorsun oh... beyimiz rahat, burada akşama kadar ben uğraşayım didineyim......

İnsanın evinin kapısını çalmasının sonucu bu:))) Bence gerisin geri dönüp işe gidin güzel bir yemek söyleyip çalışmaya devam edin sandalyede biraz kestirdikten sonra zaten mesai başlar bir de üstüne fazla çalışma parası alırsınız.       
  • Çalışan bir kadınsınız çocukları da siz alıyorsunuz akşam eşinizden sadece on dakika önce evde oluyorsunuz. Çoluk çocuk, torba poşet kapıdan girip her şeyi elinizden yere bırakıyorsunuz, çocuklar koşarak odalarına gidiyorlar, gözlerinizi kapatıp derin bir nefes alıyorsunuz. Öyle yorgunsunuz ki tek isteğiniz kimse görmeden yatağınıza uzanmak, şu anda en çok istediğiniz bu... Birden kendinize geliyorsunuz yemek yok şimşek hızıyla planlamaya başlıyorsunuz: her şeyden önce bir makarna suyu koymak lazım o kaynarken üzerinizi değiştirip ellerinizi yıkayıp salataya girişebilirsiniz nerden baksan yemeğin hazırlanması 45 dakika, acaba buzlukta daha kolay hazırlanacak bir şey var mı? diye beyin fırtınası yaparken küçük oğlan gelip yakanıza yapışıyor sosis yiyelim mi? anne noluuuur... nolur..
Eve gireli henüz 5 dakika olmuş daha koridordasınız, kabanınızı asarken kapı çalıyor eşiniz teşrif ediyor. Direk mevzuya giriyor;

-Çok açım ne pişirdin? (ne pişirdin lafı çok manidar, çünkü sanki ev hanımısınız halbuki az önce eve girdiniz)
- Makarna yapacağım.

veee... kıyamet kopuyor

- Ya yine mi makarna ya, yine mi makarna!!! bıktım artık makarnadan, zaten ne zaman pişecekte yiyeceğiz daha alışveriş poşetleri bile burada duruyor, (iki çocukla markete uğrayıp alışveriş yaptığınız için teşekkür beklemiyorsunuz ama bunu da hak etmiyorsunuz) mesela neden hiç kuru fasulye pilav yemiyoruz. (zaten bir problem çıkarma sanatçısı olan eşiniz açlığın da vermiş olduğu öfkeyle iyice zıvanadan çıkıp coşuyor) Zaten bütün gün ... gibi çalışıyorum eve gelince doğru dürüst bir yemek yiyemeyecek miyiz? Ne istediysen yaptım, arabayı sana verdim işe arabayla gidip geliyorsun, eve her hafta temizliğe kadın geliyor peki biz niye hep makarna yiyoruz?

cevap vermeye mecaliniz olmadığı için iç sesiniz sizin yerinize cevap veriyor

-Çünkü ne araba, ne de temizlikçi kadın kuru fasulye pilav yapmayı bilmiyor...

ardından yine iç sesiniz kahkahayı basıyor, ardından sizde makaraları koyveriyorsunuz...

Problem çıkarma sanatçılarının maceraları devam edecek...   
 






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder