Problem çıkarma sanatçıları her yerdedir. Okulda,
otobüste, kuyrukta, evde, sokakta...
Buluttan nem kaparlar, kılı kırk yararlar, pireyi
deve yaparlar, ufacık bir meseleyi mesele de demeyelim günlük sıradan bir olayı
adli bir vaka boyutuna rahatlıkla getirebilirler ve siz olayı izlediğiniz veya
direk muhatabı olduğunuz halde olayın nasıl parlayıp, ortalığı toza dumana
çevirdiğini anlayamaz, şaşkına dönersiniz.
Örneklere geçelim:
Örneklere geçelim:
Otobüste
- Otobüse yeni binen, alışveriş yapmaktan kan ter içinde kalmış teyze elindeki poşetleri sağa sola çarparak ilerlerken bir yandan da;
-Büyüklere
saygı kalmamış ayol, bizim zamanımızda öyle miydi? yaşlı birini gördüğümüzde
hemen yer verirdik şimdi gençlere bakıyorum da hiiiiç oralı değiller ya dışarı
bakıyorlar ya da uyuyor numarası yapıyorlar.
Eğer yanına bir yandaş bulup konuşmaya devam ederse vay halinize...
- Şu türden tartışmalar da sık sık yaşanmaktadır
-Beyefendi
biraz ileri gidebilir misiniz?
-
nereye gideyim, uçayım mı? hanfendi
-uçun
demedim beyefendi biraz kibar olabilirsiniz
-kibarlığı,
terbiyeyi siz den mi öğreneceğim...
Allaaah bundan sonra bütün yolcuların karakola, hastaneye veya tımarhaneye gitme ihtimali vardır, mümkündür.
İşyerinde
- Sabah işe bir gelirsiniz masanız duvara yapışmış komşu masadaki arkadaşınız kendi masasına yer açmak için sizin masayı ittirmiş.
- Oda arkadaşınız müziğin sesini açmış keyifle internette geziniyor oysa sizin konsantre olup, dünden beri üzeride çalıştığınız raporu yetiştirmeniz gerekiyor.
- Kendi zatalilerini anlatmaya pek meraklı arkadaşınız sabahtan akşama kadar kendi nevinden arkadaşlarını ağırlayıp, gezdiklerini, yediklerini, içtiklerini evini, parasını pulunu, her şeyini o kadar anlatıyor ki artık istemeseniz bile onu kendinden daha iyi tanıyorsunuz. Hatta evinde hangi çekmecinde ne olduğuna kadar biliyorsunuz
- Patronunuz hışımla odaya gelip size bir iş veriyor ve 10 dakikaya istiyor. (bunu sık sık yapıyor) Listeler gözden geçirilecek, bazı kişilere mail atılıp cevapları karşılaştırılacak vs. nerden baksan yarım gün... - Efendim bu kadar kısa sürede yetişmeyebilir demek istiyorsunuz cümleniz yarım kalıyor patron çoktan kağıtları masanıza bırakıp, pardon fırlatıp odasına geçmiş bile...
Evde
Ev insanın huzur bulduğu yerdir, dışarıda bütün
olanlardan yorgun düşüp evinize geldiğinizde huzur bulmak istersiniz doğal
olarak (Home Sweet Home yani) ama bazen bu mümkün olmaz.·
- Evli bir erkeksiniz karınız çalışmıyor size göre bir problem yok geçinip gidiyorsunuz. Eve gelip anahtarınızla girmek yerine kapıyı çalma gafletinde bulunuyorsunuz.
İnsanın evinin kapısını çalmasının sonucu bu:))) Bence
gerisin geri dönüp işe gidin güzel bir yemek söyleyip çalışmaya devam edin
sandalyede biraz kestirdikten sonra zaten mesai başlar bir de üstüne fazla
çalışma parası alırsınız.
- Çalışan bir kadınsınız çocukları da siz alıyorsunuz akşam eşinizden sadece on dakika önce evde oluyorsunuz. Çoluk çocuk, torba poşet kapıdan girip her şeyi elinizden yere bırakıyorsunuz, çocuklar koşarak odalarına gidiyorlar, gözlerinizi kapatıp derin bir nefes alıyorsunuz. Öyle yorgunsunuz ki tek isteğiniz kimse görmeden yatağınıza uzanmak, şu anda en çok istediğiniz bu... Birden kendinize geliyorsunuz yemek yok şimşek hızıyla planlamaya başlıyorsunuz: her şeyden önce bir makarna suyu koymak lazım o kaynarken üzerinizi değiştirip ellerinizi yıkayıp salataya girişebilirsiniz nerden baksan yemeğin hazırlanması 45 dakika, acaba buzlukta daha kolay hazırlanacak bir şey var mı? diye beyin fırtınası yaparken küçük oğlan gelip yakanıza yapışıyor sosis yiyelim mi? anne noluuuur... nolur..
-Çok açım ne pişirdin? (ne pişirdin lafı çok manidar, çünkü sanki ev hanımısınız halbuki az önce eve girdiniz)
- Makarna yapacağım.
veee... kıyamet kopuyor
- Ya yine mi
makarna ya, yine mi makarna!!! bıktım artık makarnadan, zaten ne zaman pişecekte yiyeceğiz daha alışveriş
poşetleri bile burada duruyor, (iki çocukla markete uğrayıp alışveriş yaptığınız için
teşekkür beklemiyorsunuz ama bunu da hak etmiyorsunuz) mesela neden hiç kuru fasulye pilav yemiyoruz. (zaten bir problem
çıkarma sanatçısı olan eşiniz açlığın da vermiş olduğu öfkeyle iyice zıvanadan
çıkıp coşuyor) Zaten bütün gün ... gibi
çalışıyorum eve gelince doğru dürüst bir yemek yiyemeyecek miyiz? Ne istediysen
yaptım, arabayı sana verdim işe arabayla gidip geliyorsun, eve her hafta temizliğe kadın geliyor
peki biz niye hep makarna yiyoruz?
cevap vermeye mecaliniz olmadığı için iç sesiniz
sizin yerinize cevap veriyor
-Çünkü ne araba, ne de temizlikçi kadın kuru fasulye
pilav yapmayı bilmiyor...
ardından yine iç sesiniz kahkahayı basıyor, ardından sizde makaraları koyveriyorsunuz...
Problem çıkarma sanatçılarının maceraları devam
edecek...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder