12 Şubat 2015 Perşembe

Plan Yapmak Ya da Yapmamak

İnsanoğlu tabiatı gereği koşmaktansa ayakta durmaya, ayakta durmaktansa oturmayı, oturmaktansa yatmaya meyillidir. Fakat gel gör ki dünya işleri bitmez beklemez. İşe gidilecek, rızık kazanılacak, evde bir dünya iş, çoluk çocuk, okullar, dersler, kurslar say say bitmez. Peki hiç dinlenmeyecek miyiz? hep çalışacak mıyız? Ayrıca bu kadar çok işi nasıl yetiştireceğiz? sorularını duyar gibiyim.

Şimdi size bütün kişisel gelişim yaklaşımlarının ve stratejik planlamacıların önerdiği gibi plan yapın; uzun, orta ve kısa vadeli planlar yapın, planınıza da sadık kalın diyeceğim ama kazın ayağı öyle değil.

Dedik ya insanoğlu her pazartesi diyete, her hafta sonu spora başlar ama sonunu pek getiremez.

Plan yapmak belki uygulamaktan daha kolaydır, oturur kısa sürede bir plan yapabiliriz. Hatta hemen şimdi birlikte bir örnek yapmaya çalışalım. Diyelim Ahmet üniversite 2. sınıf öğrencisi, 20 yaşında, bir öğrenci evinde arkadaşlarıyla kalıyor ve tabi ki sınırlı bir bütçesi var . Önündeki 8 yıl için şu hedefleri koymuş;

22 yaşında okul bitecek, 23 yaşında KPSS kursuna gidip sınavına girilecek, en geç 24 yaşında işe başlanacak, 25 yaşından itibaren yalnız başına veya evlenerek ayrı bir eve çıkılacak. Bu arada; ingilizceyi iyi derecede öğrenmek, yüksek lisansa başlamak, gezmeyi çok  istediği iki ülkeye gitmek, düzenli spor yapmak, mümkün olursa bir araba almakta hedefleri arasında.

Şimdi Ahmet bu hedefleri uygulayabilmek için bir detaylı bir plan yapsın bir de hangi hedefi hangi zamanlarda yapacağını gösteren bir zaman çizelgesi yapsın ve  adım adım uygulasın. Uyguladıkça da bir tik atsın. Nasıl, çok makul gibi görünüyor değil mi?

Bir hedefi, bir planı hayata geçirmek ve uygulamak sabır ister, azim ister, disiplin ister, inanç ister, kararlılık ister bazen kabullenme ister. Bunlar bizimle alakalı iç etkenlerdir hadi diyelim gereken sabrı, azmi, disiplini, kararlılığı gösterdik dış etkenlere karşı da yılmadan savaşmak, mücadele vermek gerekir.

İç etkenler: 
Ahmet genç bir insan hafta sonu için arkadaşları eğlenmeye giderken o ders çalışacak ve ya kursa gidecek (sabır, disiplin, azim)
Bir dersi veremediğinde veya okul uzadığında hedeflerinden vazgeçmeyecek (sabır, disiplin, azim, inanç)
Okul bitip KPSS'den atanamazsa, yılmayacak yeni alternatifler geliştirecek ve ya yeniden deneyecek  (sabır, disiplin, azim, inanç)
Ayrı eve çıkamazsa moralini bozmayacak bunun avantajlarını düşünecek (sabır, kabullenme)
Yüksek lisansa başlamak ve yabancı bir ülkeye gitmek arasında seçim yapması gerekirse hedeflerini önceliklendirecek ve bırakmak zorunda kaldığı hedefini daha sonraki diğer bir plana dahil edecek (kabullenme, tercih yapma)

Dış etkenler:
Kendi içinde bu kadar debelenirken dışarıdan gelen tepkilere, yorumlara, eleştirilere göğüs gerecek.
anne baba;
-Oğlum yüksek lisansa ne gerek var bir an önce hayata atıl, çalışmaya başla,
-biran önce evlen mürüvvetini görelim,
-Yabancı ülkede ne işin var o parayı evlenirken kullanırsın,
-şimdi arabayı ne yapacaksın araba demek masraf demek biraz para biriktir, bizim senin yaşında arabamız mı vardı,
Arkadaşlar:
-Bu kadar ders çalışmaya ne gerek var, hadi gezmeye gidelim insan dünyaya bir kere geliyor,
-KPSS kursuna gitmeye gerek yok çünkü asla kazanamayacaksın,
-boş ver para biriktirmeyi onunla bu yaz beraber tatile gidelim
vs. vs. vs.

Bunlar daha şimdilik aklıma gelenler gerçek hayatta inanın daha çok moral bozucu etken ortaya çıkacaktır, birde bunlara insanın zayıf tarafları eklendiğinde iş daha da zorlaşacak. (Bir de kader faktörü var bazı şeyler için ne kadar uğraşırsanız uğraşın olmayabilir, bunu da kabul etmeniz gerekir) içiniz karardı değil mi?

İyi haber şu; Bu planlı hareket etme yaklaşımını yaşam tarzı haline getirdiğinizde ve kararlılık gösterdiğinizde, kesinlikle başaracaksınız, başardığınızı gördükçe daha da şevkiniz artacak, hayatınız düzene girecek, küçük ya da büyük ulaştığınız her hedef diğer hedeflerinize ulaşmanızı kolaylaştıracak. Bir kapıyı araladığınızda diğer kapıların da açıldığını, aralandığını göreceksiniz açılmayanları da siz zorlayacaksınız, arkasındakileri merak ederek açmaya çalışacaksınız. Bunu tıpkı gizemli bir oyun gibi düşünebilirsiniz siz de bu oyunun esas oyuncusu.

Kendinizi hayatın şifresini çözmüş gibi hissedeceksiniz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder